Herkese merhaba!
Yeni bir yazı yazmayalı aylar, yıllar olmuştu. Maalesef başımızdan Covid belası ve türlü türlü olaylar geçti. Ben Fransa’da hayatıma devam ediyorum, henüz akıcı Fransızca konuşmayı maalesef öğrenemedim. Bunun için de ayrıca bir yazı lazım!
Bugünkü konumuz, başlıktan da anlaşılacağı üzere, satın alım opsiyonlu uzun dönem araç kiralama, İngilizce terimiyle “leasing” olacak. Yaşadığım ülke itibariyle vereceğim bilgiler Fransa’ya özel olacak, ancak İrlanda’da yaşayan arkadaşlarımdan da öğrendiğim kadarıyla Avrupa’da bu tür sözleşmeler benzeri koşullarda sağlanıyor. Bu nedenle daha genel bir başlık ismi kullandım, karar aşamasında size tutarlı bir fikir vereceğini umuyorum.
2018 başında Opel Corsa’mı 38.000 TL’ye (!) satıp, karşılığında çevirdiğim 8 bin Euro civarı parayla İrlanda’ya taşındığım günden itibaren, araçsız hayatıma geri dönmüştüm. İlk zamanlar idare etmeye çalıştığım arabasız yaşam, Dublin’e tamamen yerleşip iş bulduktan sonra bir eksiklik haline gelmişti. Fakat Facebook’ta giriş seviyesinde çalıştığım pozisyondaki maaş, anca temel masraflarıma ve yaptığım gezilere yetiyordu. Ben de İrlanda’da yaşadığım 2 yıl boyunca saatlik araç kiralama hizmeti olan GoCar’ı kullanmayı tercih ettim. Ülkeden temelli ayrılırken merak edip uygulama istatistiklerine baktığımda, toplamda 960 Euro gibi bir saatlik araç kiralama harcaması yapmış olduğumu gördüm. O paraya biraz daha ekleyip eski bir Toyota Yaris alırdın dediğinizi duyar gibiyim, ancak unutmayın ki araç fiyatının üstüne vergisi, üstüne kaskosu, üstüne yaşadığın mahallede sokağa park etme aboneliği, üstüne de bakım masrafını koyduğunuzda, böyle bir bütçe ayırmam mümkün değildi.

İrlanda’dan taşınmadan önce bir araç satın almaya en çok yaklaştığım an, bir çift arkadaşımın ricasıyla onlarla birlikte ikinci el bir araç satın almak için bir açık hava oto galerisine gittiğimiz gün olmuştu. Mekanın sahibi tonton İrlandalı amcaya benim de ucuz bir otomatik vites araç baktığımı söyleyince, bana otoparkın bir köşesine terk edilmiş, tekerleri takılı olmayan, kaputunun boyası atmış, 2005-2008 civarı bir model Renault Megane sedan gösterdi. Amcaya kibarca bu aracın pek iyi durumda gözükmediğini söyleyince, tek eksiğinin bir akü olduğunu, motorunun çok iyi durumda olduğunu, sadece yer sıkıntısından dolayı böyle bıraktığını söyledi. Bir akü getir tak, mükemmel çalışır diye de tutturdu, iyi mi? 1000 Euro’ya bırakırım, bundan iyisini bulamazsın diyip durmaya başladı. Güvenilir bir amcaydı, arkadaşların aldığı araç da hiçbir sorun çıkarmadı, bu nedenle muhtemelen doğruyu söylüyordu. Ancak o sırada taş çatlasa 600-700 Euro birikimim olduğu için, son birikimimi de lastiksiz aküsüz bir araca harcamamak adına, İrlandalı amcaya teşekkür edip bu konuyu orada bıraktım.

Yine de arada sırada bir şekilde ne satın alabilirim diye araştırmadan edemiyordum. Diğer Türk arkadaşlarımdan, lease ismi verilen kiralama yöntemiyle araç alıp ay ay ödeme yaptıklarını duymuştum. GoCar ile saatlik kiralamalarımdan kullanımı hoşuma giden, minik ve ekonomik Hyundai i10 modeli üzerine araştırmaya başladım. Aylık ödeme tutarı 135-175 Euro gibi oldukça uygun rakamlar olduğunu görünce çok heyecanlandım. Fakat sonradan fark ettiğim peşinat tutarı, bütün hayallerimi suya düşürdü. Hyundai aracı teslim etmek için, ilk ödeme olarak 2000 – 5000 Euro arası bir tutar vermek gerekiyordu. Ulen zaten aracın toplam fiyatı 10 bin Euro gibi bir şeydi, o kadar param olsa zaten gider uygun bir araç alırdım değil mi?

Bir araç satın alamamak bir açıdan benim için faydalı oldu. Çünkü İrlanda’da geçirdiğim 2 yılın ardından, müstakbel eşimin Dublin’de bir iş bulamayacağı anlaşılmış, o da İstanbul’dan Paris’e transfer olmuştu. Talihin de yardımıyla ben de Paris’te iş bulunca, İrlanda defteri benim için kapanmış oldu. Eğer herhangi bir araç satın almış olsaydım, Fransa’ya çalışma vizesi çıkarma, yeni işimin başlangıç tarihine taşınma işlemlerini yetiştirme ve İrlanda’daki işimi bıraktıktan sonra ülkeyi terk etmek için tanınan yasal süreyi aşmama telaşında bir de aracımı satmaya çalışacaktım. Bu sebeple, bir ülkeye yerleşme kararı almadan önce, uzun dönemli sözleşmelere girmemenizi ve pahası yüksek ya da elden çıkarması kolay olmayan satın alımlar yapmamanızı tavsiye ederim.
Fransa’ya taşındıktan sonra hemen Covid patladığı ve zaten evden bile çıkamadığımız için, binek araçlar üzerine ne bir ihtiyacımız ne de bir araştırmamız oldu. 5-6 ay sonra ise ilk açılmalar başladıktan sonra, herkes aç kurtlar gibi gezmeye başlamıştı. Önce kısa mesafeler için İrlanda’daki gibi saatlik araç kiralamayı denedik. Ancak Paris, Dublin’in aksine çok kaotik bir şehir olduğu için, eski mahallemdeki gibi kolayca boşta bir araç bulamadım. Bulabildiğim ilk araç, elektrikli bir Smart olmuştu. Aracın %60 gibi bir pili kalmıştı ve o da 75 km gibi bir menzile tekabül ediyordu. Gözüm pil yüzdesine takılı olarak tedirgin bir şekilde şehir yakınındaki bir halka açık çiftliğe gidip geldik.


Daha uzun soluklu geziler içinse, her zamanki gibi rentalcars.com üzerinden, çoğunlukla Paris ORLY havalimanından, bir seferindeyse Montparnasse Garı’ndan çeşitli araç kiralamaları yaptık. Havaalanında kiralamanın en büyük dezavantajı, daha tatile başlamadan kimi zaman 4-5 saate kadar vakit ve enerji harcatmasıydı. Covid zamanı olduğunu size hatırlatırım, havaalanına uçak bileti olmayanların girmesi yasaktı. Bu durum, sırf araç kiralayabilmek için önce binaya girişte uzun bir kuyruk bekleme, ardından girerken görevliyi biletimin olmadığını çünkü araç kiralamaya geldiğime ikna etme, sonra da binaya tek noktadan girişe izin verildiği için, çeşitli kontrol noktalarından benzeri durumlardan geçerek araç kiralama ofisine ulaşma çabasına yol açıyordu. Bunu yaşamamak için tren garından kiralayalım dediğimizde ise başka sorunlar ortaya çıktı: Gardaki araç teslim ofisi akşamüstü 5’te dükkanı kapıyordu! O gezide ise seyahatimizi buna göre ayarlamak zorunda kaldığımız için, son günümüz bir nevi boşa gitmiş oldu.

Bütün bunlara ise son noktayı araç kiralama ücretleri koydu. 2021 başında önümüzdeki yazın tatil planlarını yaparken, Mart ayından itibaren günlük araç kiralama ücretlerinin çok uçuk tutarlara çıktığını fark ettik. Bu noktadan sonra artık İrlanda’da yarım bıraktığım araç sahibi olma serüvenini tamamına erdirmek için harekete geçtim. Sahibinden ikinci el araç satın almak benim için bir seçenek değildi. Bunun birinci gerekçesi, ne araçtan anlıyor ne de Fransızca biliyor oluşumdu. Hem aracın durumu hakkında, hem de satış esnasında dolandırılmam işten bile değildi. Bu aşamayı başarıyla atlattım diyelim, bu sefer de araç bakımı sırasında neler yaşayacaktım kim bilir? Yaşayabileceğim bütün olumsuzluklar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçtikten sonra, İrlanda’dan hatırladığım uzun dönemli kiralama seçeneğini araştırmaya başladım. Otomotivin beşiklerinden biri olan Fransa’da olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum ki, bir de ne göreyim? Peugeot, Citroen, Renault, hepsi anlaşmış gibi aşağı yukarı benzer modelleri benzer fiyatlara satıyordu, üstelik diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslayınca hiçbir fiyat avantajı yoktu! Ben de böyle saçmalık olmaz diye düşünerek, çocukluğumdan beri hayatımda hep yeri olmuş olan Toyota’ya yöneldim. Aslında amacımız uygun fiyatlı, dolu paketli bir Toyota Yaris almaktı; ancak istediğimiz paketin stokta olmadığını, bizim için üretileceğini ve bunun da 5 ay süreceğini duyunca, arada sadece 1000 Euro fark ödeyerek benzer özelliklere sahip olan Toyota Corolla Hatchback için 3 yıllık sözleşme imzaladık. Geçen 3 yılın ardından ise, mevcut aracı satın almalı mı, yoksa bırakıp başka bir elektrikli araca geçmeli mi karmaşasının ardından, yolumuza son model bir Sakaryalı Toyota C-HR ile devam edeceğiz. Şimdi gelin, size genel haklar, ilk sözleşme imzalama, sözleşme uzatma, ikinci sözleşme imzalama ve diğer yan detaylar hakkında bilgiler vereyim:
Genel Haklar
Bir otomotiv bayii aracılığıyla araç sahibi olmak istiyorsanız, bunu üç farklı şekilde yapabilirsiniz. Ancak öncelikle mutlaka görüşme için randevu almanız gerekiyor. Dilerseniz ilk görüşme randevunuzda, ilgilendiğiniz araç için doğrudan deneme sürüşü de talep edebilirsiniz. Bu sayede ikinci bir randevu için en az 1 hafta daha beklemekten kurtulmuş olursunuz. Araç sahip olma yöntemleri de şu şekilde:
- Peşin ödemeyle araç sahibi olursunuz. Aracın bütün sorumluluğu ve masrafları üzerinizde olur, araç ruhsatı adınıza yapılır. Dilerseniz herhangi bir bankadan öncelikle araç kredisi onayı alıp, ardından yine bu şekilde araca sahip olabilirsiniz. Ancak parayı nasıl aktaracağınızı bilmiyorum, örneğin mortgage ile ev alırken noter ile banka kendi iletişime geçiyor, bu durumda nasıl oluyor bunu araştırmanız lazım.
- Araç firmasının sağladığı şartlardaki krediyi kabul edip, banka işlemleriyle uğraşmadan araç sahibi olursunuz. Aracın sorumluluğu ve masrafları yine size ait olur, araç ruhsatı adınıza yapılır.
- Bu yazının esas konusu olan satın alma seçeneğiyle birlikte uzun dönemli araç kiralarsınız. Bunun için başlangıçta aracın tutarına bağlı olarak 2000 – 7500 Euro arası bir peşinat ödeyerek, 3 yıllık sözleşmeye imza atarsınız. Aracın bütün sorumluluğu ve masrafları firmaya ait olur; sizin yapmanız gereken, aracı günü gününe bakıma getirmek, bireysel kaskonuzu ödemek (Avrupa’da kasko araca değil kişiye yapılıyor, bu nedenle kendiniz ödemek zorundasınız), ve araca benzin / elektrik koymaktan ibaret olur. Aracın sahibi araç firması, kullanıcısı siz olduğunuz için, herhangi bir trafik cezası almanız durumunda, ceza 10-15 gün içinde otomatik olarak evinize postayla gelir.
İlk Sözleşme
Randevunuzu aldınız, aracınızı deneyip beğendiniz ve yukarıdan 3. yöntemi seçtiniz. Tebrikler!
Sıra sözleşmenizin yapılması ve ödeme planınızın oluşturulmasına geldi. Bu sözleşme de bir tür kredi sözleşmesi olduğundan, başvurunuzun kabul olması için süresiz bir iş kontratına sahip olmanız, ve en az 1 yıldır Fransa’da çalışıyor olmanız gerekiyor. Sözleşmenin hazırlanabilmesi için sizden oturum kartı ve ehliyet fotokopisi, bir önceki yılın vergi iade belgesi ve son 3 maaş bordronuzun fotokopisi istenecektir. Kredi başvurunuzun yapılıp araç siparişinin verilebilmesi için de 1000 € kapora vermeniz gerekecektir. Bu ödemeyi kartınızla yapabilirsiniz; aracı teslim alırken ödeyeceğiniz peşinattan düşeceklerdir.
Bu noktada aracı teslim alana kadar başka bir ek harcamanız olmayacak ve aracı teslim almadığınız sürece aylık ödemeniz başlamayacaktır. Bununla birlikte, aracı teslim alacağınız günden önce, başlangıç tarihi teslimat tarihi olan bir araç sigortası yaptırmanız ve belgeyi taraflarına iletmeniz istenecektir.
Sözleşmeyi oluştururken ödenecek toplam tutar, aracın baz fiyatı + eklemek istediğiniz motor, renk ve teknoloji paketleri ile toplam kilometre sınırına göre değişkenlik gösterecektir. Standart olarak yıllık 10 bin kilometreden, sözleşme için 3 yıllık 30 bin kilometre veriyorlar. 3 yılın sonunda kilometre aşımı olması durumunda ise kilometre başına 15 cent gibi bir tutar alıyorlar. Bu nedenle iş, alışveriş ve gezi yolculukları için tutarlı bir kilometre tahmini yapmak çok hayati bir önem barındırıyor.
Aracı teslim aldığınızda firma size bir tür geçici ruhsat veriyor, gerçek ruhsat ise karayolları tarafından basılarak ev adresinize postayla sonradan iletiliyor.

Sözleşme Bitirme/Uzatma
3 yılın sonuna geldiniz, aracınızı güzel güzel kullandınız, bundan sonra nasıl devam edeceğinizi merak ediyorsunuz. Elinizde dört farklı seçenek bulunuyor:
- Aracınızı teslim edip, şimdiye kadar yapmış olduğunuz ödemeleri kiralama bedeli sayarak sözleşmenizi sonlandırabilirsiniz.
- Son ödeme tutarını tek seferde ödeyerek aracın ruhsatını elinize alabilirsiniz.
- Son ödeme tutarının tamamını kredi alarak ödeyip aracın ruhsatını elinize alabilirsiniz.
- Aracınızı teslim edip, son ödeme tutarını aracın mevcut fiyatına sayıp, bu tutarı yeni aracınızın toplam tutarından düşerek yeni bir araçla yeni bir uzun dönemli kiralama sözleşmesi yapabilirsiniz. Bu durumda mevcut sözleşmeniz mevcut aylık ödeme tutarınızdan, yeni aracınız size teslim edilene kadar uzatılır; bu sayede yeni aracınıza sahip olana kadar otomobilsiz kalmamış olursunuz.
Yeni Sözleşme İmzalama
Yeni sözleşmenize maalesef eski aracınızın pek bir katkısı olmuyor. Eski sahip olduğunuz araç aslında size ait olmadığı için, o aracın fiyatını yeni aracınızdan tam olarak düşmüş olmuyorlar. Yeni aracınızın aylık ödemeleri, sanki ilk defa araç kiralıyormuşsunuz gibi hesaplanarak, bu tarz sözleşmenin aylık ödemesi nasıl belirlenmişse o şekilde yine geçerli oluyor. Bir önceki bölümde de belirttiğim üzere, aradaki tek fark, yeni aracınızın toplam tutarından, geri verdiğiniz aracın o günkü değeri çıkarılarak, yeni aracınızın 3 yılın sonunda satın alma fiyatınız belirlenmiş oluyor. Fakat bu yine de çok avantajlı gibi gelmesin, her şekilde nakit ödeyip aracı satın almaktan daha fazla para vermiş oluyorsunuz.
Bu durumda neden böyle bir sözleşme tercih edilmeli ki diye soracak olursanız, aslında burada kafa rahatlığını satın almış oluyorsunuz. Biz hem 2. el alım satım yaparken Fransızcamıza güvenmediğimiz için, hem hibrit motor ile elektrik motorlu araçların geleceğinden net emin olamadığımız için, hem de her türlü bakım ile vergi masrafları firmaya ait olacağı için bu yöntemi seçtik. Avrupa’da Türkiye’nin aksine, özellikle sıfır araçların değeri geçen her yıl 5-8 bin Euro düşebiliyor. Bunu karbon emisyonları nedeniyle içten yanmalı motorların ve çevreye duyarlı motor teknolojisinin geleceğinin belirsiz olması, ileride çok daha farklı motor ve batarya teknolojilerinin çıkabileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak, elektrikliye çok daha fazla paraya geçmek ya da mevcut hibrit aracımızın sahibi olmak yerine, 3 yıl daha yeni bir hibrit araç kiralamayı tercih ettik. Geriye tek bir sorun kalıyor: Aracınızın rengini, motorunu, paketini kendiniz belirlemek isterseniz, muhtemelen stokta tam olarak o seçeneklerin birleşimi araç bulunmuyordur. Bu nedenle, siparişi vermenizin ardından en az 4-5 ay içinde aracı size teslim edebiliyorlar. Aktif sözleşmenizin olduğu bayi ile yeni sözleşmenizi hazırlarsanız, mevcut aracınızın aylık ödemesini aynı fiyattan uzatarak, bu aralıkta araçsız kalmamanızı sağlıyorlar.
Yeni aracımızın siparişini verdikten sonra, Türkiye’de üretildiğini görmek bizim için ayrıca bir gurur kaynağı oldu!

Araç Sigortası
Araç sigortası için L’Olivier ile Mieux Assure deneyimlerinin ardından, Flitter ile devam etmekte karar kıldık. Flitter’ı mevcut sigorta firmaları içinde bütün işlemleri dijital olarak yapılabilen, arayüzü en kolay ve fiyatları en rekabetçi seçenek olduğu için seçtik. Fransa’da sunulan “loi Hamon” yasası sayesinde, mevcut sigortanızı 12 ay kullandıktan sonra herhangi bir ceza ödemeden başka sigorta şirketine geçirebiliyorsunuz.
Crit’Air Etiketi
Crit’Air, Fransız karayollarında geçerli olan, aracınızın motor cinsine göre sınıflandırılmasını sağlayan bir araç yönetim sistemi. Bu sisteme kaydolduktan sonra adresinize bir barkod etiketi geliyor ve bunu aracınızın ön camına yapıştırmanız gerekiyor. Yerli ya da yabancı plaka fark etmeksizin, Fransız karayollarında sürüş yapacaksanız bu etiketi yapıştırmak zorundasınız. 2-3 Euro gibi bir masrafı olan bu etiketi aşağıdaki siteden edinebilirsiniz:
https://www.certificat-air.gouv.fr
Trafik Cezası İşlemleri
Fransa’da hız dışında bir trafik cezası almak için şansınızı oldukça zorlamanız lazım, çünkü Almanya’nın aksine birisi sizi şikayet etmedikçe ya da trafik polisinin gözü önünde çok bariz ve anlamsız bir hata yapmadıkça kimse kimseyi kontrol etmiyor.
Aracı uzun dönemli kiralamayla edinmiş olsanız bile, kişisel bilgileriniz kayıtlı olduğunuz firma üzerinden karayollarına bildiriliyor ve kesilen cezalar evinize daha sonradan 10-15 gün içinde postayla iletiliyor. Postadaki ceza makbuzunda belirtilen internet sitesine doğrudan giriş yapıp, ceza koduyla ödemenizi yapabilirsiniz. Belirtilen ilk avantajlı dönemde ödemeyi yapmazsanız, kesilen cezanız katlanarak artabiliyor.
