Yurt Dışında Yaşamaya Alışma Aşamaları

Herkese merhabaaaa!

Öncelikle Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu ve mutlu olsun, güzel ülkeme selam olsun!

Bu yazımda sizlere yine, yeni ve yeniden, yurt dışında yaşamayı düşünüyorsanız ne gibi kişisel dirençlerle karşılaşacağınızı anlatacağım ve karar vermenize her zamanki gibi yardımcı olmaya çalışacağım. Kendi başıma gelenlerden örnekler de vererek, kendi başınıza gelseydi ne hissederdiniz bunu tahmin etmenizi amaçlıyorum.

Alışma aşamalarını etkisi en kısa süreden en uzun sürede hissedilene göre üçe ayırdım: Kültür, Hava Durumu, Sosyal Çevre.

1) Kültür

İlk olarak kültür bariyeriyle karşılaşacaksınız. İnsanların sokakta nasıl davrandığı, arkadaş ortamında nasıl davrandığı ve bulunduğunuz yerde kendinizi rahat/güvende hissedip hissetmemeniz de buna dahil; Türkiye’deyken kullandığınız vazgeçilmez ürünleri, yiyecekleri, rutinlerinizi bulup bulamadığınız da buna dahil.

Kısaca, günlük yaşantınızda önceden yaptığınız bütün elzem davranışlardan eksik veya farklı olanlar ilk önce yüzünüze çarpacak. Taharet musluğunun eksikliği bile kimini çok çok rahatsız edebilir 😀 Çare, ıslak mendil 😀 Ya da taharet musluğu kitleri satılıyormuş sanırım Amazon’da 😀

Çok genellemiş olacağım ancak, Türkiye’den yurt dışına taşınan bir bireyin en çok etkileneceği olgu bence taşınacağı ülkedeki yemek kültürü olacaktır. Şöyle söyleyeyim, kendimden örnek vermek gerekirse, ben yemek için yaşayan bir insan değilim. Önüme gelmese tatlı yemek aklıma bile gelmez. Buna rağmen, İstanbul uçağına bindiğimde önüme bir yemek menüsü gelirse, Türk yemeklerinin yoksunluğunu o an fark ediyorum ve içimden diyorum ki: ”Şu yemek bile İrlanda’daki bütün yemeklerden daha güzeldir.”.

2) Hava Durumu

Hava durumunu ikinci sıraya koydum çünkü bunun etkisi daha uzun vadede hissediliyor. Sebebi çok basit: Herhangi bir bölgede en az 1-2 yıl geçirmeden, o bölgenin hava durumu düzenini tam bilmiyorsunuz. İlk geldiğiniz yıl zaten yaşadığınız her ay, orada geçirdiğiniz ilk ay olduğu için, tufan bile kopsa size ilginç geliyor. Bir nevi turist modundasınız aslında taşındığınız ilk yıl.

”Norveç’te yaşarız yaa, evde oturur kaloriferi yakarız ne olacak?” demekle, her gün işe veya okula giderken oranın soğuğuna maruz kalmak aynı şeyler değil maalesef.

Kendimden örnek vermek gerekirse, İrlanda’da hava durumu bütün yıl aslında 5-15 derece arasında gidip geliyor. Bir yandan bu mükemmel bir şey, buraya geldiğimden beri grip olmadım! Çünkü grip olmama neden olabilecek bir sıcaklık değişimine maruz kalamıyorum. Öte yandan, kışın günlerin çok kısa olması, Ekim’den Mayıs sonuna kadar içlik giyiyor olmam beni çok rahatsız ediyor. Düşünsenize, 8 ay böyle! Sabahları en iyi ihtimalle 5 derece! Evet belki negatif değerler neredeyse hiç görmüyoruz ama mevsim döngüsünden kopmuş olmak oldukça sinir bozucu. Tek avuntum ülkenin hep yeşil kalması, yeşil renk kışın sinir bozuculuğunu azaltıyor.

Ancak ve ancak, en fazla sinir olduğum ve beni deli eden şey: olmayan yaz mevsimi! 2018 yazı oldukça hoştu ancak 2019 yazında 2 gün dışında asla montsuz dışarı çıkamadım. Eski yaşantınızdayken bu ayın nasıl geçmesi gerektiğini biliyorsunuz ve burada yaşayamayınca, ömrünüzden yaz çalınmış gibi hissediyorsunuz.

Daha önceden de belirttiğim üzere, 1-2 yıl geçirmezseniz bu yukarıda bahsettiğim şeylere direnip direnemeyeceğinizi bilemezsiniz.

3) Sosyal Çevre

Birinci maddeyi bir şekilde aştınız, ikinci maddeyi de hallettiniz, işte daha uzun vadede karşınıza çıkacak daha büyük bir bariyer! Özellikle yurt dışına tek başına taşınan kişilerin aşması gereken en büyük konu, sosyal çevre edinmek. Türk veya yabancı olsun, taşındığınız yerde yeni arkadaşlar edinmezseniz tutunamazsınız. Hep Türkiye’deki çevrenize sarmaya devam edersiniz ve bir nevi ”Erasmus’a gidip odasından çıkamama” gibi bir sendroma tutulursunuz. Fiziksel olarak yurt dışında yaşıyor oluşunuz bu durumda pek bir anlam ifade etmez. Zaten bir süre sonra da geri dönersiniz ve yatırımınız boşa gitmiş olur.

Kafa dengi insanlarla tanışsanız bile, eski konfor alanınızda alışmış olduğunuz o mutluluğu yine de yakalayamayabilirsiniz. Öte yandan bu noktada şu yanılsamaya da düşmemek lazım: İnsan konfor alanından bir kere çıkınca ve zorlanmaya başlayınca, daha önceki hayatı sanki mükemmelmiş gibi hissedebilir. Halbuki daha birkaç hafta önce Manga’nın şarkısını dinleyip ”Gidiyorum buralardan, dönüyorum durmadan / Uyan artık uyan, bitti rüya” sözlerini mırıldanıyordunuz. Yurt dışında yaşamanın hayalini kurmakla yurt dışında yaşamak aynı şeyler değilmiş, öyle değil mi?

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s